Chamelier, tire tes chameaux sur la côte / Leurs mamelles s'entrechoquant // Son chameau n'a pas de cloche / Son cou n'a pas de grain de beauté / Je ne puis être sans toi, ne reste pas sans moi // Ses baisers sont gracieux ; ils l'ont mordue, la pauvre / Le bracelet d'or et d'argent a meurtri son bras blanc // Chamelier, mène tes chameaux au loin / Maintenant, fais bon accueil à la belle et au riche... // Son chameau... // Mon chameau est trop haut, je n'ai pu mettre la corde / S'il a froid, tire la couverture par-dessus.

Sur les routes des yayla je suis resté seul / Mon état est devenu une richesse pour mon voisin / Je ne me mêlerai pas à cette affaire / Que Dieu me donne une chance, avec davul et zurna // Sur les routes des yayla, cherche, trouve-moi / Un agneau bêlant sur les routes de Dirmil / J'ai crié : Ayshe, tapisse ta chambre / J'ai crié : Fatma, n'attache pas tes cheveux / J'ai crié : Gülsüm, pour qu'elle sache par ma voix.

Bu akşam içesim var Bir kadeh verin dostlar Yalnız taş duvar olmaz Derdimi diyesim var
Bana el verin ( verin dostlar) Yine mey verin ( ah bu ne gam) Korkacak ne var ( şu dünyada) Kavanoz dipli bu dünya
Ne kadar konuşsam boş, sonunda hep HABİBİ Can çıkar da huy çıkmaz, sonunda hep HABİBİ Ne kadar konuşsam boş, sonunda hep HABİBİ Can çıkar da huy çıkmaz, sonunda hep HABİBİ
Döne döne bulunur mu çıkışlar, zaman zaman Felek bana yar olmuyor ah...
Bana el verin ( verin dostlar) Yine mey verin ( ah bu ne gam) Korkacak ne var ( şu dünyada) Kavanoz dipli bu dünya
Ne kadar konuşsam boş, sonunda hep HABİBİ Can çıkar da huy çıkmaz, sonunda hep HABİBİ Ne kadar konuşsam boş, sonunda hep HABİBİ Can çıkar da huy çıkmaz, sonunda hep HABİBİ
HABİBİ HABİBİ
Ne kadar konuşsam boş, sonunda hep HABİBİ Can çıkar da huy çıkmaz, sonunda hep HABİBİ Ne kadar konuşsam boş, sonunda hep HABİBİ Can çıkar da huy çıkmaz, sonunda hep HABİBİ

A la source pierreuse, j'ai lavé ma main / Ma belle, je n'ai pu te demander quel est ton état / Belle jeune épouse qui te tiens à la porte / Donne moi ce que j'attends, et ne prend pas ma vie // Du jardin, s'épanouit une branche de coing / Le rouge de ton foulard a blessé mon front / Ma belle, que vas-tu faire de tout ce bien ? / La fin, c'est mourir, tel est l'état du monde !

Maudite jeunesse ! Elle est venue, elle a passé comme le vent / Son goût intact est resté comme du miel / Et moi, comme un étranger, je n'ai pas aimé ta nuque, bien-aimée parfumée de giroflée / Libre aux étrangers qui t'aiment, jeune mariée sans destin // L'appel à la prière du matin retentit / Le son des appels à la prière touche mon cœur / Celui dont l'aimée est belle s'introduit dès le premier soir /
Celui dont l'aimée est laide en veut à son Dieu puissant.

Les routes du beau Hisar sont escarpées / Les champs ont donné les branches d’œillet mauve / Ne me brûle pas, mon Hatidje, ne me brûle pas ! / Moi, Mehmet parmi ces boîteux qui m'ont battu.

-

Mon foulard rouge est resté sur la branche / Mes regards sont restés sur le chemin / Que s'effondre ce cabaret / Ah, mon ivrogne, où est-il resté ?

Hey hey, au sommet de hautes montagnes, la neige est amassée / Ne souffle pas, brise du matin, mon cœur est tout troué // Ma pauvre, vay vay, parlons, vay vay / Au loin, à l'écart retrouvons-nous, vay vay // Hey hey, au sommet des hautes montagnes, le grain battu est entassé / Auprès d'une belle, le matin vient trop tôt // Ma pauvre...

-

Le train vient d'Aydin / Derrière la montagne enneigée / Le petit enfant, que sait-il d'autre / Que le goût d'une mamelle de neige ?

Elle a trente-deux tresses de cheveux noirs / A la surface de l'eau nage / Le voile d'Ummu la vierge / Le miroir de la vierge Ummu lui vient de sa mère // Où l'as-tu mise, mon Ummu ? Ne coule plus, torrent ! // Son joueur de davul erre parmi les roches / Son mouton et son agneau bêlent sans arrêt / A sa mère est parvenue la sombre nouvelle // Où l'as-tu mise... // Que vienne le chasseur, tuons cet aigle / Que vienne l'oiseau plongeur, trouvons la vierge Ummu / Comment nous rendre dans les villages, sans la vierge Ummu ? // Où l'as-tu mise... // Le juge est venu, la cour s'est réunie / On a lu les documents d'Ummu la vierge / Tout le voisinage a défilé devant la cour.

Kafede oturuyorum,
Ve pencereden disari bakiyorum,
Keskễ begun yagmur yagsaydi,
Her sey cok bos/sikici geliyor,
Keske yagmur damlalari kaypilarmy/alip götirs.

Sonra seni gördüm,
Gözlerîne bir kez/baktim ve anladim,
Ben bitmistim,
Seni gördügüm an,
(O karank gözlerden gelen bakis.

gözlerden gelen bakiș,
O karanlık bakiş.

Bir güvercine vuruldum,
Vardım yola koyuldum,
Her ağaca onu sordum,
Gönlüme teslim oldum.

Kâh koştum, kâh uçtum,
Dağları tepeleri aştım,
Suyun aktığı yolu buldum,
Denize teslim oldum.

Ah sevda,
Yetiş imdadıma,
Ah sevda,
Al beni yanına.

Gece sabaha kavuştu,
Baharı saklayan kar durdu,
Hasret gözüme yaş oldu,
Yorgun yüreğim taş oldu.

Hangi diyardadır şimdi,
Gelmez gittiğinden beri,
Hiç mi düşünmez beni,
Çıkıp gelse,
Kol kanat gerse,
Söndürse yangın yerimi.

Ah sevda,
Yetiş imdadıma,
Ah sevda,
Al beni yanına,
Ah sevda,
Yetiş imdadıma,
Ah sevda,
Al beni yanına.

Asiklar,
yakinda, yakinda bulusacaksiniz,
kavusacaksiniz,
asiklar, gozlerinizi acin artik,
bu dunyada,
Sevda gibi birsey yoktur,
Kalmamis,
Bu kahbe dunyada,
Ask yoktur.

Beni bir gun,
Farkedermisin,
Bir adim atip, gelirmisin,
Sevgilim, askim, hayatim, bana dermisin,
Eyvallah sevenlere, inancinizi kaybetmeyin,
Bu olumcu dunyada,
Sizlere cok sabir dilerim.

Ilgıt ılgıt esen seher yelleri,
Doğru gelir doğru gider mi yâr yâr,
Hakkın emri ile çürüyen canlar,
Verdiği ikrarda durur mu yâr yâr.

Pazarlık mı olur adil dükkanda,
Meylim muhabbetim kaldı insanda,
Bu divan olmazsa ulu divanda,
Dost benim sualim verir mi yâr yâr.

Pir Sultan Abdal‟ım kalbi zâr olan,
Döner mi sözünden gerçek er olan,
Senin gibi ahdı sadık yâr olan,
Verdiği ikrardan döner mi yâr yâr.

Gozlerin, hep bana mi kacak Sozlerin, yalniz bana mi bicak
Ah o yollarin, yine bana mi tuzak Ah o gulusun, yine bana mi yasak
Bahar olur
Tek sozunle ayaz olur Yar girer dusume
Gul fidanlar diken olur
Seller gider, geriye (yine) hep kum kalir
Eller gider, hasret bana yar kalir
Caglarim, bedenden tasarim; sozlerim lal kalir Senin o yollarin, yollarin; bana (hep) gurbet kalir
Bahar olur
Tek sozunle ayaz olur Yar girer dusume
Gul fidanlar ayaz olur

O çocuk gözler, ah bakıyor ne de gamsız Bir elinde şeker, üstü toprak
Koşturuyor telaşsız
Oyna, zaman dursun Oyna, ah küçüğüm Dinlen, kucaklarda
Ah o, masum heveslerin
Nerelere baksam o yaz geliyor Neresini öpsem mis kokuyor Nereye dokunsam o canlanıyor
Kimileri der ki bitti gider Kimleri der ki düş bu söner Ah gönlüm nisyan bilmiyor
Üstümde pileli elbisem, dertmiş tasaymiş, bir alem-i hayal
Silinir gider, o anıların, kum misali, kayar gider elinden Dalgası vurur, kıyıya o günlerin, yakamozlarda
Nerelere baksam o yaz geliyor Neresini öpsem mis kokuyor Nereye dokunsam o canlanıyor
Kimileri der ki bitti gider Kimleri der ki düş bu söner Ah gönlüm nisyan bilmiyor

Sabahın beşi sen yoksun Cananım gel gönlüm şad olsun
Gittin derman kalmadı Gittin duyan olmadı Gittin dünyam karardı
Gel, kara sevdam, bu gece son olsun, aman
Gönlüm pişman, sözler yaman Pervane oldum, perperişan
Ah serim ol, sözüm ol, el olma Ah yarım ol, zalım olma
Sazendeler sustu, hanende biçare Geceler şer oldu, sevdam biçare
Sevdam yaralı kuş misali
Kanar ellerim yapayalnız
Yanarım, ateşim, kor olur beyhude
Gitme fidan boylum Gitme yazık bize Gitme gül bakışlım Gitme yazık bize
Gitme tatlı dillim Gitme ey sevdiğim Gitme güler yüzlüm Gitme iki gözüm
Ah gözüm ol, sözüm ol, ah el olma Ah yarım ol, zalım olma
Gitme
Gitme
Gitme
Gitme ev sevdiğim Gitme tatlı dillim
Lyrics Hande Topaloglu / Eliott Hosansky / Romain Roussouliere
Gitme iki gözüm Gitme